4 Kasım 2016 Cuma

Orhan Veli'nin Bazı Şiirleri

Bedava

Bedava yaşıyoruz, bedava; 
Hava bedava, bulut bedava; 
Dere tepe bedava; 
Yağmur çamur bedava; 
Otomobillerin dışı, 
Sinemaların kapısı, 
Camekanlar bedava; 
Peynir ekmek değil ama 
Acı su bedava; 
Kelle fiyatına hürriyet, 
Esirlik bedava; 
Bedava yaşıyoruz, bedava.

Orhan Veli Kanık

Açsam Rüzgara

Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş 
Mavilerde sefer etmek! 
Bir sahilden çözülüp gitmek 
Düşünceler gibi başıboş. 
Açsam rüzgara yelkenimi; 
Dolaşsam ben de deniz deniz 
Ve bir sabah vakti, kimsesiz 
Bir limanda bulsam kendimi. 
Bir limanda, büyük ve beyaz... 
Mercan adalarda bir liman.. 
Beyaz bulutların ardından 
Gelse altın ışıklı bir yaz. 
Doldursa içimi orada 
Baygın kokusu iğdelerin. 
Bilmese tadını kederin 
Bu her alemden uzak ada. 
Konsa rüya dolu köşkümün 
Çiçekli dalına serçeler. 
Renklerle çözülse geceler, 
Nar bahçelerinde geçse gün. 
Her gün aheste mavnaların 
Görsem açıktan geçişini 
Ve her akşam dizilişini 
Ufukta mermer adaların. 
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, 
İller, göller, kıtalar aşmak. 
Ne hoş deniz deniz dolaşmak 
Düşünceler gibi başıboş. 
Versem kendimi bütün bütün 
Bir yelkenli olup engine; 
Kansam bir an güzelliğine 
Kuşlar gibi serseri ömrün.

Orhan Veli Kanık

Ağacım

Mahallemizde 
Senden başka ağaç olsaydı 
Seni bu kadar sevmezdim. 
Fakat eğer sen 
Bizimle beraber 
Kaydırak oynamasını bilseydin 
Seni daha çok severdim. 

Güzel ağacım! 
Sen kuruduğun zaman 
Biz de inşallah 
Başka mahalleye taşınmış oluruz.

Orhan Veli Kanık

Ah Neydi Benim Gençliğim

Nerede böyle hüzünlenmek o zaman; 
İçip içip ağlamak, 
Uzaklara dalıp şarkı söylemek; 
Hafta sekiz ben eğlentide; 
Bugün saz, yarın sinema, 
Beğenmedin Aile Bahçesi; 
Onu da beğenmedin, parka; 
Sevdiğim dillere destan; 
Sevdiğim, 
Meyil verdiğim; 
Ben dizinin dibinde elpençe divan, 
Samanlık seyran. 
Nerde, 
Nerde, 
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!

Orhan Veli Kanık

Anlatamıyorum (Moro Romantico)

Ağlasam sesimi duyar mısınız, 
Mısralarımda; 
Dokunabilir misiniz, 
Gözyaşlarıma, ellerinizle? 

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce. 

Bir yer var, biliyorum; 
Her şeyi söylemek mümkün; 
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık

Asfalt Üzerine Şiirler



Ne kadar güzel şey 
Yolun üstündeki bina 
Yıkıldığı zaman 
Bilinmeyen ufku görmek 

II 

Kaldırımın kenarına dizilip 
Bacası olan silindirin 
Yürüyüşünü seyreden 
Çocuklara imreniyorum 

III 

Onun sesi 
Bir arkadaşıma 
Denizden geçen 
Motorları hatırlatıyor 

IV 

Kırık taşlara bakıp 
Işıklı bir asfaltı düşünmek 
Acaba yalnız 
Şairlere mi mahsus?

Orhan Veli Kanık

İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı 
Önce hafiften bir rüzgar esiyor; 
Yavaş yavaş sallanıyor 
Yapraklar, ağaçlarda; 
Uzaklarda, çok uzaklarda, 
Sucuların hiç durmayan çıngırakları 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. 

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; 
Kuşlar geçiyor, derken; 
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. 
Ağlar çekiliyor dalyanlarda; 
Bir kadının suya değiyor ayakları; 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. 

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; 
Serin serin Kapalıçarşı 
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa 
Güvercin dolu avlular 
Çekiç sesleri geliyor doklardan 
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. 

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; 
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu 
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; 
Dinmiş lodosların uğultusu içinde 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. 

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; 
Bir yosma geçiyor kaldırımdan; 
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. 
Birşey düşüyor elinden yere; 
Bir gül olmalı; 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. 

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; 
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; 
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; 
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; 
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından 
Kalbinin vuruşundan anlıyorum; 
İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık

Ben Orhan Veli

Ben Orhan Veli 
"Yazık oldu Süleyman Efendiye" 
Mısra-i meşhurunun mübdii.. 
Duydum ki merak ediyormuşsunuz, 
Hususi hayatımı, 
Anlatayım: 
Evvela adamım, yani 
Sirk hayvanı falan değilim. 
Burnum var, kulağım var, 
Pek biçimli olmamakla beraber. 
Bir evde otururum, 
Bir işte çalışırım. 
Ne başımda bulut gezdiririm, 
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. 
Ne İngiliz kralı kadar 
Mütevaziyim, 
Ne de Celâl Bayar'ın 
Sabık ahır usağı gibi aristokrat. 
Ispanağı çok severim 
Puf böreğine hele 
Biterim 
Malda mülkte gözüm yoktur. 
Vallahi yoktur. 
Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir 
En yakın arkadaşlarım. 
Bir de sevgilim vardır pek muteber; 
İsmini söyleyemem 
Edebiyat tarihçisi bulsun. 
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, 
Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz 
Sadece üdeba arasındadır. 
Ne bileyim, 
Belki daha bin bir huyum vardır. 
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya? 
Onlar da bunlara benzer.

Orhan Veli Kanık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder